26 Ekim 2010 Salı

Uslu Olucak Herhalde

Nerdeyse 9 haftalık oldu miniğim ama hamilelikle ilgili çok şükür bir sıkıntım yok.Bebişim annesini üzmemeye çalışıyor, yerim ben onu, hep böyle olur umarım,tabi nazarım değmezse :-)Aslında o yüzden pek bunları yazmak istemiyorum ama bir taraftan da ileride okuduğumda nasıl bir hamilelik geçirdiğime dair anılar olsun istiyorum. Midemin bulanması azaldı zaten fazla yoktu ama olan da gitti sayılır.Sadece akşamları canım hafif şeyler yemek bazen de hiçbirşey yemek istemiyor. Bu aralar salatalara aş eriyorum,ne güzel değil mi,hem sağlıklı da.Onun dışında yoğurt,peynir ve çorba favorilerim,tatlı olarak da işyerinde midem kazınınca birkaç bisküvi yiyorum aslında onu azaltmam gerek ama o kadar da olur değil mi :-p Arasıra aynı pozisyonda oturunca belim ağrıyor ama o da normal geliyor olur o kadar. Çok hafiften göbeğim çıktı,kilomda bir değişiklik yok ama göbeğim ayva göbeği biraz aştı gibi. Duygusal olarak da öyle herkesin dediği ağlamalar,sinirler falan ben de yok. Gayet normal ve mutluyum,çocuğum ne olacak iyi bir anne olacakmıyım gibi endişeler oluyormuş duyduğuma göre ama ben de onlar da yok çünkü zaten kendime inanıyorum iyi bir anne olacağıma dair,o yüzden problem yapmıyorum.Biraz rahatım sanırım, ama bazıları abartıyor gibi geliyor bana. Yok şunu yapma, bunu yeme, kapris yap, ağla, aman bişey olmasın. Geçenlerde biri nar suyu hamilelere zararlıymış dedi yok artık dedim meyve bir hamileye ne yapabilir ki üstelik çok da yararlı olan meyve.Doktorum çiğ et ve şarküteri ürünleri dışında bana hiçbir yasak koymadı onlar da zaten olması gereken yasaklar.Sonuçta hasta değiliz ki,yaşam eskisi gibi devam ediyor sadece biraz dikkat etmek gerek,zaten kafaya çok takarsan sürekli huzursuz bir şekilde gezersin hem bebeğini de strese sokarsın ne gerek var böyle şeylere.İnsan hep anlatılanlardan öyle olucak zannediyor,ancak başına gelince anlıyor.Bir yerde duymuş ya da okumuştum her hamilelik ve her bebek yeni bir kitap gibidir diye bence çok doğru.
Bu arada bebişime çok tatlı ciciler aldım ama onları bir dahaki yazıda sizinle paylaşıcam.Kitap alamadım,o yüzden hala tavsiyelerinizi bekliyorum,benden bugünlük bu kadar,dinlenmem gerek,yoğun bir iş günüydü...

20 Ekim 2010 Çarşamba

Ama Bu Haksızlık

Bugün iş yerinde performans değerlendirmesi vardı, ve bana en düşük notu vermişler,o kadar sinirlendim ve üzüldüm ki,zaten hassas bir dönemdeyim bu haksızlık karşısında sinirlerim bozuldu. Ben ki oradaki en fazla çalışan insanlardan biriyim,verdikleri işleri zamanında yapıyorum, insanlarla iletişimim iyi, kendimce iyi bir iş disiplinim var ama benden daha az çalışan insanlar daha fazla prim alıyor.İş hayatı bu adil olmadığını biliyorum, ama sen bir yönetici olarak çalışmayanı ödüllendirip çalışanı cezalandırırsan eninde sonunda bir yerde kendi ipini çekersin.Bu yetmiyormuş gibi bir de pazar gününe toplantı koymuşlar.Biliyorum bunlar iyi haberler değil, ama hayatımda hep de iyi şeyler olmuyor ve herşeyi paylaşmak için buraya yazıyorum eğer sadece iyi şeyleri yazsaydım samimi olmazdım değil mi?
Neyse bunları geçeyim,bebiş iyi sanırım,gerçi arada kasıklarımda ağrılar oluyor ama o kadar olur diyorum. Sabahları ve akşamları midem biraz bulanıyor ve canım hiçbirşey yemek istemiyor.Sadece öğlen normal oluyorum. Ama ona da şükür en azından kusmuyorum.Artık eğilirken zorlanıyorum,göbeğim daha büyümedi ama yine de birşey engel oluyor gibi. Geçen komik birşey oldu,ayakkabı deneyeyim dedim, ayağıma binbir zahmetle giydikten sonra kan ter içinde çıkartmaya uğraşıyordum o sırada görevli geldi ve ayağıma asıldı adam çekiyor ama ayakkabı çıkmıyor o sırada herkes bize bakmaya başladı,komik bir görüntü olmuştur mutlaka.Allah bilir göbeğim çıkınca ne durumlara düşücem :-))
Pazar günü bebişe birkaç şey bakayım diyorum,şimdi diyeceksiniz bu ne acele.Ama benim gibi 17 yaşından beri bebek kıyafetlerine,oyuncaklarına bakan (dergilerden, gittiğimiz mağazada gördüklerimden)biri olarak sanırım pek acele sayılmaz. Gerçi 5 aydan önce birşey alma derler ama ben hep bu hayalle yaşamıştım, alırken şöyle özenirim böyle özenirim diyordum,e-bebek'in, joker'in gazetede verdiği broşürleri hala saklarım içlerine bakar bebeğim olunca hangisini alsam diye düşünürdüm.Herhalde nasıl bir çılgınlık seviyesinde çocukları sevdiğimi anlamışsınızdır.Chico'ya uğramayı düşünüyorum,orda yeni doğanlar için 3'lü set halinde bodyler,tulumlar varmış, hem kış sezonunda olduğumuzdan yaz sezonu daha ucuzdur diye tahmin ediyorum,o yüzden şimdi almakta fayda var. İlk aldığım ciciyi de burda sizinle paylaşıcam.Bir de gitmişken D&R'a uğrayıp hamilelikle ilgili kitap almayı düşünüyorum. Çok beğendiğiniz,işinize yarayan kitap isimleri varsa lütfen yazın, deneyimli annelerin de blogu takip ettiklerini görüyorum o yüzden sizden tavsiye bekliyorum:-))

16 Ekim 2010 Cumartesi

Tarifsiz Cümleler

Evet başlığımda da yazdım, ne kadar anlatsam ne kadar kalbimi açsam yetersiz kalır cümlelerim çünkü ancak yaşayan anlar ben de yaşamadan anlayamamıştım.
Dün ilk kez doktora gittim, gün boyunca o kadar heyecanlıydım ki kalbim yerinden çıkacak sandım.Ve annemle beraber gittiğimizde kapıda ve içeride çok güzel karşılandık.Bana doktorun odasına girmeden birkaç soru sordular, sonra doktorumla tanıştım. Karşımda bilgili,işinin ehli birini buldum. En önemlisi de beni rahatlatmasıydı. Sonra bir anda ayağa kalktı hadi bebeği görelim dedi, ultrasonun olduğu odaya gittik,uzandım, karnıma jel sürüp ultrason aletini yerleştirdi.Ben nefesimi tutmuş, ekrana bakarken doktorun söyleyeceklerinden başka bir şey düşünmüyordum. İşte burda dedi, ekranda bir kese içerisinde de üzüm kadar bir şey gördüm.Sanki o görüntülerdeki benim bebeğim değil başkasının bebeğini izliyorum gibi geldi zaten evlenirken de sanki evlenen ben değilim başkasının düğününe gitmişim gibi hissetmiştim. Yani hayal gibiydi ama gerçekti.Ne diyeceğimi ne hissedeceğimi bilemedim sadece nefesimi tuttum. Çünkü her ne kadar hamile oluğumu bilsem de hep korktum ya dış gebelikse ya kalbi atmıyorsa diye o yüzden çok sevinemedim. Sevinirsem sonra üzülürüm büyü bozulur gibi geldi. Ama doktor kalp sesini dinletip,pıtır pıtır atan kalbini bana gösterince öyle bir rahatladım ki, işte o an dünyanın en mutlu insanı bendim benden başkası olamazdı.Annemin tepkisi çok hoştu. Anneannesinin güzeli,kuzusu yerim ben seni dedikçe gülesim geldi :-))çünkü daha bebek görüntüsü bile yoktu ufacık bir noktaydı ama işte o da ne yapacağını ne diyeceğini şaşırdı sevinçten :-))Babası bizimle gelemedi çünkü ne yazık ki bu hafta babamın akciğer kanseri olduğunu öğrendik,babamla beraber bütün gün hastanede testler için uğraştılar. Ama ben her zamanki gibi her şeyin iyi olacağına ve babamın düzeleceğine tüm kalbimle inanıyor ve hissediyorum. Bir dahaki kontrole inşallah babamızda bizimle gelecek ve beraber görücez üzümümüzü. Eve gelince babamıza resmimizi gösterdim baya inceledi çok küçük dedi. Babası onu çok seviyor, her gün karnımı seviyor onunla konuşuyor. Yüzde binbeşyüz eminim çok ama çok iyi bir baba olacak.
Neyse ben tekrar doktorun söylediklerine döneyim. 7 haftalık sağlıklı bir gebelik dedi, maşallah diyelim :-)) Senden şimdi test istemiyicem,25 Kasımda istiyicem dedi.Ama o arada eğer kanaman olursa,idrarında yanma,ağrı olursa,ateşin 38'in üstüne çıkarsa,üst üste 2 gün kusarsan beni acil olarak arıyıcaksın dedi.Bunların dışında 2 kilodan fazla ağır kaldırma, üst raflara uzanma, bol bol dinlen,uyu dedi. Ben de ama ben bankada çalışıyorum ve baya yorucu oluyor dedim. Doktorum da sağ olsun eğer seni çok yorarlarsa ben sana rapor ayarlarım merak etme dedi.Yalnız tek bir şeye takarım o da kilo dedi, 24 Aralığa kadar 3 kilodan fazla alma dedi.Ben de içimden allah yandım dedim.Yağsız sebze yemekleri ve salata ye dedi. Sanırım beni Ebru Şallıyla karıştırdı :-)) gerçi başlangıç kilon çok iyi aferin dedi,ben de hamile kalmadan önce diyet yapıp kilo verdiğimi söyledim.Ama ne yapıp edip 3 kiloyu geçmemem gerek,sanırım beslenme uzmanına gidip yardım almam gerekecek,hem bebeğim için yeterli gıdaları almalıyım hem de fazla kilo almamalıyım.Bir de annemle ikisi aa bebek 5 haziran gibi doğacak yani ikizler olacak tüh falan dediler. Benim için hiç önemli değil sağlıklı olsun da, ama annem ikizler burcunu hiç sevmiyor, doktorum da sevmiyormuş bunu öğrendim. Ne olacaksa sanki, annem torunu olunca ikizler diye sevmeyecek mi saçma işte,ama gel de anlat.
İşte ilk doktor maceram böyle geçti, şimdi sırada resimler var. Ama fotoğraftan fotoğraf çektiğim için görüntü çok iyi değil yine de sizinle paylaşmak istedim.İşte benim üzümüm :-))


7 Ekim 2010 Perşembe

Nazar

Evet nazar değdi, ama ben kendime değdirdim. Midem bulanmıyor, uykum yok demiştim değil mi,artık ikisi de var. Sabah ve akşamları midem bulanmaya başladı, canım bişey yemek istemiyor zorla yiyorum, gerçi bir açıdan iyi oldu biri ya da birşey bana dur demese ben deli gibi yemeye devam edicektim. Bunlar sıkıntılı durumlar olsa da sonunda güzel bir şey beni beklediğinden sabrediyor ve şükrediyorum. İnsan hayatta kaç kere hamile kalıyor ki, iyisiyle kötüsüyle tadını çıkartmak istiyorum. Ama şu aralar kafam o kadar karışık ki, bir yandan iş bir yandan ödevler, bir yandan ev işleri bir yandan da acaba bebeğim iyi mi kalbinin attığını duyabilecekmiyim gibi düşünceler kafamın içinde dönüp duruyor. Diğerleri bir şekilde halledilir de yeter ki  bebeğim sağlıklı olsun. Herkesin annesi gibi benim annem de derdi anne olunca anlarsın diye şimdiden birini kendinden fazla düşünmenin ne demek olduğunu anlıyorum,onun için endişelenmenin,o iyi olsun da ben kötü olsam da olur demenin ne demek olduğunu... Daha anlamam gereken çok şey var bunlar başlangıç biliyorum, olsun böyle başlangıçlara her zaman varım.
Bugünü saymazsam 1 hafta kaldı küçüğümle tanışmama, bana seninle tanışma şerefini vericeksin değil mi bebeğim....

3 Ekim 2010 Pazar

Bendeki haller

Kendimi hiç hamile gibi hissedemiyorum niye derseniz ne mide bulantısı var, ne baş dönmesi ne uyku ne de kokulara karşı hassasiyet. Gerçi ben çok memnunum halimden ama hani hep öyle duymuşuz ya olmazsa tuhaf geliyor. Sadece çok sık idrara çıkma var ben de,zten o da olmasa tümden şüphelenicem :-p Amann neyse şimdi kendime nazar falan değdiririm en iyisi susayım :-))
Bugün anneannesi saolsun canım ne çektiyse yaptı, birkaç günlük yemeğim de hazır,daha ne olsun değil mi.Ben bu hamilelik işini daha çok sevmeye başladım. Sabahtan annemle beraber organik sebzelerimizi de aldık. Annemlerin evinin oraya bir adam köyden yumurta, domates, biber, salatalık, nohut getiriyor. Biz de kışlık erzaklarımızı aldık. Şimdi onları bir güzel buzluğa yerleştirmek kaldı. Daha önceden fasulyelerimi koymuştum, domates rendeleyip koyucam, biberlerimi koyucam,bir de nohut haşlayıp koymam gerek. Tabi bankanın yoğunluğunda ne ara fırsat bulur da koyarım bilmiyorum ama mutlaka birşeyler ayarlamam gerek.Havalar da iyice soğumaya başladı, ayaklarım çok üşüyor kalın kalın giyiniyorum valla hasta olmamak için.Şimdilik benden bu kadar, daha yapılacak ütülerim var,arada da dinlenmem gerek ki bu hafta bankada beni çok iş bekliyor.

5. Hafta

 Memelerde dolgunluk ve hassasiyet bu haftada en sık karşılaşılan yakınmadır.Sürekli uyku hali ve halsizlik genelde görülen bulgulardandır. Uterusunuzdaki büyüme mesanenizin kapasitesini azalltığı için sık sık tuvalete gitme ihtiyacı duyabilirsiniz. Eğer hala daha doktorunuza gitmediyseniz biran önce gidin çünkü içinizdeki canlı ile tanışma zamanı geldi.Doktorunuz vajinal ultrasonografi ile gebelik kesesini uterus içinde size gösterecektir. Eğer ultrasonda kese görülemez ise bu bir dış gebelik olabilir.Dış gebelik hayati tehlike yaratabilen ciddi bir durumdur, bu nedenle ilk kontrolünüzü geciktirmemeniz kendi menfaatiniz icabıdır.

Döllenmeden sonraki 16. günde gelişim iyice hızlanır. Endoderm tabakasından akciğerleri çevreleyen zarlar, dil, bademcikler, ürethra, mesane ve sindirim sistemi gelişirken, mesodermden kaslar, kemikler, lenf sistemi, dalak, kan hücreleri, kalp, akciğerler ile üreme ve boşaltım sistemleri farklılaşır.Cilt, tırnaklar, saç, gözün lens tabakası, işitme sistemi, burun, sinüsler, ağız, anus, diş mineleri, hipofiz bezi, meme dokusu ve sinir sitemi ise ektoderm tabakasından farklılaşır. Döllenmeden 17-19 gün sonra embryonik alan bir armuta benzer. Kafa kısmı kuyruk kısmına oranla daha geniştir. Ektoderm tabakası nöral plakayı oluşturmak üzere kalınlaşır. Bu plakanın kenarları kıvrılır ve nöral oluk adını alır. Bu embryonun sinir sisteminin taslağıdır ve ilk gelişen organ sistemlerinden birisidir.

Bu haftanın sonunda bebeğin kan hücreleri oluşmuştur ve epitel hücreler arasında kanallar oluşturmaya başlamıştır. 21. güne ulaşıldığında mesodermden köken alan somitler nöral oluğun her iki yanında ve kuyruk kısmından başlayarak belirmeye başlar. Endokardial hücreler ise erken embryodaki ilkel kalp tüplerini meydana getirmiştir.